Türkiye’de Finansal Okuryazarlık

TÜRKİYE'DE FİNANSAL OKURYAZARLIK

Gelişmiş ülkelerin eğitim sisteminde önemli bir yeri olan finansal okuryazarlık, Türkiye’de henüz yeni yeni konuşuluyor. Yapılan araştırmalar Türk halkının finansal konularda yeterince bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor. Aslında bir eğitim sorunu olan finansal okuryazarlık konusunda çeşitli çalışmalar yapılsa da; Türkiye’de finansal okuryazarlık çalışmalarında yeterli seviyeye ulaşıldığını söylemek gerçekçi olmaz.

Dünya Bankası (World Bank) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) gibi çok sayıda uluslararası kurum vatandaşların finansal okuryazarlığının artması için çalışmalar yapmaktadır. Bunun ana sebebi ise; artık kişilerin finansal hayatını yönetiyor olmalarının, ülkelerin ekonomilerini yönetiyor olmaları kadar önemli hale gelmesidir.

Finansal Okuryazarlık Derneği’nin (FODER) yayımladığı bir araştırmanın sonuçlarına göre; Türk halkının yüzde 70’i finansal konularda az çok bilgi sahibiyken, yaklaşık yüzde 40’ı son bir yılda para biriktirdiğini ifade ediyor. Birikim yapma kararının altında ise geleceğe güvensizlik, belirsizlik ve kaygı yatıyor.

Türk Ekonomi Bankası katkıları ile Boğaziçi Üniversitesi Analitik ve İçgörü Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Hüseyin Sami Karaca tarafından hazırlanan ve tüketicilerin finansal bilgi, finansal tutum ve finansal davranışlarına yönelik analizler içeren Türkiye’de Finansal Okuryazarlık ve Erişim (FOE) anketinin 2020 yılı sonuçlarına göre Türkiye’de tüketicilerin Finansal Okuryazarlık Endeksi 60,8 olarak hesaplanmıştır.

Finansal okuryazarlık seviyesinin demografik özelliklere göre kırılımına bakıldığında finansal okuryazarlık açısından avantajlı grubun genellikle erkek, bekar, 25-44 yaş grubu, yüksek derecede eğitim, gelir ve sosyo-ekonomik statüye sahip bireylerden ve çoğunlukla işyeri sahipleri, yöneticiler, çalışan emekliler, yönetici olmayan memur/teknik eleman/uzmanlar, tek başına çalışan esnaflar ve ücretli ve serbest nitelikli uzmanlardan (avukat, doktor, mimar, mühendis vs.) bireylerden oluştuğu görülmüştür. Buna karşın finansal okuryazarlık bakımından dezavantajlı grubun ise genellikle kadın, evli, 55 yaş üstü, göreceli olarak düşük eğitim, gelir ve sosyo-ekonomik statüye sahip bireylerden ve çoğunlukla işsizler, ev kadınları, öğrenciler ve çiftçilerden oluştuğu gözlemlenmiştir.

2020 FOE anketinden elde edilen verilere göre, katılımcıların yalnızca %19’u şu anki kişisel finansal durumlarından memnun olduğunu belirtirken, aylık olağan giderlerini karşılamakta zorluk çekenlerin oranının %61 olduğu görülmüştür. Öte yandan, ankete katılanların %64’lük bir kısmı gelecek 12 ayda ülkenin ekonomik durumuna yönelik olumsuz beklentilere sahip iken, bu oranın katılımcıların kendi hanelerinin maddi durumuna yönelik yöneltilen soruda %58 seviyelerinde olduğu gözlemlenmiştir.

Attractive young mixed race asian woman working on finances worried about the expend cost sitting on sofa in the living room at home. interior and domestic housework concept.

Çalışmada kullanılan örneklemin %13’ü hane halkına ait bir bütçelerinin olmadığını söylerken, çocuğu olan katılımcıların %19’u (tüm örneklemin %12’si) çocuklarına finansal konularda (tasarruf yapma, para harcama alışkanlıkları vb.) aile içi herhangi bir eğitim vermediklerini belirtmektedir. Bu konuda finansal okuryazarlık konusunda önümüzde ülke olarak kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğu aşikardır.

Çalışma neticesinde elde edilen bir diğer ilgi çekici istatistik ise bireysel veya bir başkası ile ortak bir banka hesabı olanların oranının %88 seviyesinde olması. Herhangi bir banka hesabı sahibi olunmamasına katılımcılar tarafından sebep olarak gösterilen nedenler arasında en üst sıralarda “yeterince finansal kaynağa sahip olamama” (%54), “bankalara güvenmeme” (%26) ve “hanehalkında başka birinin banka hesabı olması” (%20) yer almaktadır.

Tüketicilerin şu anki tasarruf alışkanlıkları üzerine yöneltilen sorular neticesinde örneklemin %43’ünün hiçbir şekilde tasarruf yapamadığı görülmektedir. Diğer yandan, ayın başında belli bir miktar tasarruf için ayırdığını dile getirenlerin (proaktif tasarruf) oranı %28 iken ayın sonunda harcamalardan arta kalan parayı tasarruf için ayırdığını söyleyenlerin (reaktif tasarruf) oranı %17 seviyesindedir.

Birikim yaptığını belirten katılımcıların hangi amaçla para biriktirdiği sorusuna cevap olarak en çok belirtilen 5 sebep şöyle sıralanabilir: Acil durumlar için (%44), sağlık harcamaları için (%32), çocukların eğitimi için (%31), ev almak için (%23) ve araba almak için (%18). Hangi yöntemlerle birikim yapıldığı sorusuna cevap olarak ise en çok tercih edilen 5 tasarruf yolu: Vadeli TL banka hesabı (%40), vadesiz TL banka hesabı (%27), altın (%26), nakit olarak TL (%24) ve kumbarada para biriktirmek (%17) olarak sıralanmıştır.

FİNANSAL OKURYAZARLIK ENDEKS DEĞERLERİ ve FİNANSAL OKURYAZARLIK SKORU

Tüketicilerin Finansal Okuryazarlık Skoru her bir tüketicinin Finansal Bilgi Skoru, Finansal Tutum/Tavır Skoru ve Finansal Davranış Skorunun toplamı alınarak belirlenmiştir.

Finansal Bilgi Skoru bir kişinin bölme, paranın zaman değeri, ödenen faiz, basit faiz, bileşik faiz, risk ve getiri, enflasyon ve çeşitlendirme gibi temel finansal kavramlar hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu ölçmek için tasarlanmıştır. 2020 yılı verilerine göre ülkemizin Finansal Bilgi Skoru 21,2 olarak hesaplanmıştır.

Finansal Tutum/Tavır Skoru tüketicilerin kısa vadedeki istekleri ile uzun vadeli finansal planlarına ilişkin tavır ve tutumlarını ölçümlemektedir. 2018 yılında 15,0 olarak hesaplanan Finansal Tutum/Tavır Skoru, 2020 yılında yapılan Finansal Okuryazarlık ve Erişim anketinden elde edilen verilerin incelenmesi neticesinde 13,4 olarak belirlenmiştir.

Finansal Davranış Skoru, satın almadan önce düşünme, faturaları zamanında ödeme ve bütçeleme, ve hedeflere ve ihtiyaçlara ulaşabilmek için tasarruf ve harcama gibi sergilenen olumlu davranışlar hakkında bilgi edinmeyi amaçlamaktadır. 2020 yılı için hesaplanan Finansal Davranış Skoru 26,4 olarak ortaya çıkmıştır.

KİMLER DAHA FİNANSAL OKURYAZAR?

Finansal okuryazarlık endeksinin cinsiyete göre kırılımı dikkate alındığında (Erkek: 62,4 ve Kadın: 59,1) kadınların finansal okuryazarlık seviyesinin erkeklere nazaran düşük olduğu gözlemlenmiştir. Medeni hal göz önünde bulundurulduğunda ise bekarların evlilere oranla daha yüksek finansal okuryazarlığa sahip oldukları sonucu ortaya çıkmıştır.

Yaşanılan çevrenin nüfusu ile bireylerin finansal okuryazarlık seviyeleri ortak bir şekilde değerlendirildiğinde, finansal okuryazarlık açısından büyük şehirlerin kırsal alanlara göre daha avantajlı durumda oldukları görülmüştür.

Finansal okuryazarlık ile yaş arasında ters-U benzeri bir bağlantı olduğu gözlemlenmekte ve bu ilişkide 25-44 yaş grubunun diğer gruplara oranla daha yüksek finansal okuryazarlık değerlerine sahip olduğu görülmektedir.

Tüketicilerin eğitim durumu ile finansal okuryazarlık düzeyi arasındaki ilişki incelendiğinde eğitim seviyesinin yükselmesi ile finansal okuryazarlık seviyesinin de genel olarak yükseldiği  sonucuna varılmıştır.

Tüketicilerin gelir gruplarına göre finansal okuryazarlık seviyeleri değerlendirildiğinde ise gelirin yükselmesiyle beraber finansal okuryazarlığın da genel olarak yükseldiği gözlemlenmiştir.

Son olarak meslek grupları ile finansal okuryazarlık düzeyi arasındaki ilişki incelendiğinde, en yüksek finansal okuryazarlığa sahip grupların işyeri sahipleri, yöneticiler, çalışan emekliler, yönetici olmayan memur/teknik eleman/uzmanlar, tek başına çalışan esnaflar, ve ücretli ve serbest nitelikli uzmanlardan (avukat, doktor, mimar, mühendis vs.) oluştuğu görülürken, en düşük finansal okuryazarlığa sahip grupların ise işsizler, ev kadınları, öğrenciler ve çiftçilerden oluştuğu gözlemlenmiştir.

FİNANSAL ÖZGÜRLÜK İÇİN İLK ADIM...

Finansal Okuryazarlık, finansal özgürlük yolunda atılacak ilk ve en önemli adımlar biridir.

Yeni hayatınızın Finansal Okuryazar olarak ilk adımını atmak için ilgili eğitimlerimize göz atabilirsiniz. 

Benzer Blog Yazıları

Yorumlar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir